Ah Tamara hikayesini ilk defa bölgeye gittiğimde işittim. İran gezime başlamadan önce en büyük isteklerimden biri uzun zamandır fotoğraflardan gördüğüm Van’ın Akdamar adasındaki Akdamar kilisesini ziyaret etmekti. Bu yüzden uçak biletimi Van’a alıp oradan İran’a geçiş yaptım, dönüşte rotam yine Van olacaktı. Heyecanla ertesi sabah yolumu Akdamar adasına düşürmek için sabırsızlanıyordum. Merkezden adaya gitmek için en uygun yol Gevaş minibüsleri ile köye gitmek ve oradan da dolmuşlarla adaya kalkan teknelere ulaşmak. Tekne kaptanı Hakan ile laflarken ada hakkındaki hikayeyi anlatmamı ister misin deyince bir heyecan tuttu beni sormayın. Acaba ne yaşanmışlık olabilir ki? O an kafamdan geçenler olmuştu. Kaptan “iyi dinle ağabey acıklı aşk hikayesidir bu”.

Ah Tamara hikayesi
Ah Tamara, Ah Tamara
Adada kilisede yaşayan bir keşiş ve dünyalar güzeli kızı varmış, bizim buralarda da Gevaş’ta koyun güden bir çoban. Bu keşişin kızı ile çoban tanışınca birbirlerini sevmişler. Bazı zamanlar çoban sevdiğini görmek için yüzerek adaya gelirmiş, fakat kız adanın neresinde oraya fener koyar onu bekler çobanda ışığı görünce onun olduğunu anlar ve oraya doğru yüzermiş. Bir gün keşiş kızının çobanla ilişkisini öğrenir kızına görüşmesini yasaklar, fakat kızı bunu bir kaç kez deneyince keşiş bir gece kızını odaya kilitler. Feneri alır kayalıklara çıkar bunu gören çoban sevdiği çağırdığını düşünüp başlar yüzmeye. Keşiş, çoban yüzerken hep lambayı adanın etrafında yer değiştirmiş ve çobanın kayalıklara kadar takatinin kalmamasını sağlamış. Çoban ise gittikte yorulmuş ve Ahh Tamara Ahh Tamara diye haykırmış. Sesi koca adada yankılanmış. Yorulan çoban gölün sularına gömülmüş. Kız ise sevdiğinin sesini işitince kendini sulara atarak canına kıymış. Bir aşkta böyle bitmiş abi (ben anlatanın elçisiyim)
Yol hikayelerini bazen dinleyince içim ürpermiyor değil, tuhaf oluyor insan. Yaşanmışlıkların değerinin sonunu öğrenince üzülüyor dinleyen. Bazen böyle hikayelerde insanın ilgisini çekmiyor değil. Eski yaşamlarda böyle hikayelere çok sık rastlamak pek mümkün. Bu yüzden gittiğimiz yerlerde büyükleri ziyaret edip bunu sorgulamak gerek.
Hikaye’yi benimle paylaştığı için feribot kaptanı Hakan’a teşekkürlerimle…
Keşfetmeniz dileğiyle…
Leave A Reply